Agent Smith I`d like to share a revelation that I`ve had during my time here. It came to me when I tried to classify your species. I realized that you`re not actually mammals. Every mammal on this planet instinctively develops a natural equilibrium with the surrounding environment, but you humans do not. You move to an area, and you multiply, and multiply, until every natural resource is consumed. The only way you can survive is to spread to another area. There is another organism on this planet that follows the same pattern. A virus. Human beings are a disease, a cancer of this planet, you are a plague, and we are the cure. Ajan Smith, burada bulunduğum süre boyunca sahip olduğum bir vahyi paylaşmak istiyorum. Türünüzü sınıflandırmaya çalıştığımda bana geldi. Aslında memelilerinde anladım. Bu gezegendeki onu memeli içgüdüsel olarak çevreleyen çevre ile doğal bir denge geliştirir, ama siz insanlar yapmazsınız. Bir bölgeseleye taşınır ve onu alır, çoğalır ve çoğalırsınız. Hayatta kalabilmenin tek yolu başka bir bölgeye yayılmak. Bu gezegende aynı düzen izleyen başka bir organizma var. Bir virüs. İnsanoğlu bir hastalıktır, bu gezegenin kanseri, bir veba ve biz de Tedainiz.
Morpheus There`s a difference between knowing the path, and walking the path. Morpheus Yolu bilmek ve patikadan yürümek arasında bir fark var.
Trinity The answer is out there, Neo, and it`s looking for you, and it will find you if you want it to. Trinity Cevap orada, Neo ve seni arıyor ve istersen seni arıyor.
Neo I know you`re out there. I can feel you now. I know that you`re afraid... afraid of us. You`re afraid of change. I don`t know the future. I didn`t come here to tell you how this is going to end. I came here to tell how it`s going to begin. I`m going to hang up this phone, and then show these people what you don`t want them to see. I`m going to show them a world without you. A world without rules or controls, borders or boundaries. A world where anything is possible. Where we go from there is a choice I leave to you. Neo, orada oldugunu bilmiyor. Seni şimdi hissedebiliyorum. Benden korktuğunu yapıyor. Değişimden korkuyorsun. Geleceği bilmiyorum. Bu işin nasıl bitiyor sana anlatmaya gelmedim. Buraya nasıl başlayacağını anlatmaya geldim. Bu telefonu kapatıp, bu insanlara, görmelerini istemediklerinizi göstereceğim. Onlara sensiz bir dünya göstereceğim. Kurallar veya kontrolleri Her şeyin mümkün olduğu bir dünya. Oradan gittiğimiz yer size bir seçeneği bırakacağım.
Morpheus You have to let it all go, Neo. Fear, doubt, and disbelief. Free your mind. Morpheusuza bırakmalısın, Neo. Korku, şüphe ve inançsızlık. Zihnini boşaltıldı.
Morpheus If real is what you can feel, smell, taste and see, then `real` is simply electrical signals interpreted by your brain Morpheus Eğer gerçek hissedebildiğiniz, koklayabildiğiniz, tada istediğiniz ve görebildiğiniz şey gerçekse, “gerçek” basitçe beyninizdeki bazı elektrik sinyalleridir.
Morpheus Throughout human history, we have been dependent on machines to survive. Fate, it seems, is not without a sense of irony. Morpheus İnsanlık tarihi devam ederken hayatta kalmak için makinelere bağımlı olduk. Kader, öyle ki ki, bir ironi duygusu olmadan değil.
Neo Mr. Wizard. Get me the hell out of here. Neo Bay Sihirbazı. Beni buradan çıkar.
by Matrix, The (Türkçe çeviriler bilgisayar tarafından yapılmıştır.)
İngilizce Özlü Sözler
Tanınmış kişiliklerden İngilize sözler ve Türkçe karşılıkları.